24 Nisan 2015 Cuma

“İSLAM İÇERİSİNE FİTNE SOKMAYA ÇALIŞANLAR VAR”

İmam Ümit Aydın, İslam’a yönelik bir fitne operasyonu yapıldığını öne sürdü.

İstanbul Karaköy Yeraltı Camii imamı Ümit Aydın, İslam’daki tarikat kültürü hakkındaki görüşlerini Sufistanbul’la paylaştı. Ümit Aydın, Nakşibendi tarikatı üyesi olduğunu belirtti. Allah dostları arasında peygamber soyundan gelenlerin farklı bir yeri olduğuna değinen Aydın, “Tasavvuf ile İslam arasında hiçbir fark yoktur. Bunun olduğunu söyleyenler İslam içerisine fitne sokmaya çalışanlardır” dedi.

Karaköy Yeraltı Camii imamı Ümit Aydın
 “Bizim tarikatta cana eziyet yok”

Kadiri ile Nakşibendi tarikatlarının “kardeş” olduğunun altını çizen Aydın, şu ifadeleri kullandı:

“Birisi sesli, diğeri sessiz zikir yapıyor. Bu kesinlikle sorun değil. Bunu sorun gibi göstermeye çalışıyorlar. Bu fitne operasyonu. İslam içerisindeki ve dıştan gelen fitne odaklarının oyunlarıyla tarikatları birbirine düşürmek istiyorlar.” 

Aydın, tarikatlar arasındaki farka yönelik şu hikayeyi anlattı:
“Birgün mürşidimize bir mürid gelip şikayette bulunuyor. ‘Sultanım evimizin önünde kurbağalar var, seslerinden uyuyamıyorum’ diyor. Sultanımız ‘Bir tanesini bana getir’ diyor. O kurbağaya nazar ediyor. Sonra o kurbağayı yerine götürüyorlar. Bir daha kurbağalardan ses çıkmıyor. Buna şaşıran mürid,  mürşidimize bunun hikmetini soruyor. O da kurbağa için ‘Daha önce Kadiri’ydi, şimdi biz nazar edince Nakşibendi oldu’ diyor.”

İmam Ümit Aydın, Kadirilik ve Rufailik ’teki “burhan” olarak bilinen bedene şiş ve benzeri kesici, delici aletlerle yapılan zikirleri tasvip etmediğini belirtti. “Bizim tarikatta cana eziyet yok, aksine cana can katma var. Bir de adamlarda ustalık olmuş. Şişleri rast gele sokmuyorlar. Belirli yerler var oraya sokuyorlar” diyerek sözlerini sürdürdü.

Diyanetin tavrı net

Tarikat ve bir şeyhe bağlanma konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı’na ilettiğimiz sorulara yanıt olarak “Dinimizde bir Müslümanın dini görevlerini yerine getirmesi için herhangi bir tarikata girmesi veya bir şeyhe bağlanması emredilmiş değildir” denildi.

“Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır” ifadesinin gerçekle ilgisi olmadığı belirtilen cevapta, “Allah’ın (c.c.) kitabında ve Hz. Peygamberin (s.a.s.) sünnetinde bu tür bir emir ve tavsiye bulunmamaktadır. Zaten tevhidin anlamı da budur. Aksi halde insan her an şirkle karşı karşıya kalabilir” ifadelerine yer verildi.

Diyanet’e yönelttiğimiz “Bir mürşide bağlanmanın İslam’da yeri var mıdır” şeklindeki sorumuza şöyle yanıt verildi:

“Ünlü İslam bilginlerinden Necmüddin Kübra’nın ifadesiyle Allah’a giden yolların sayısı, kulların nefeslerinin adedi kadardır. Yani Allah’a ulaşmak isteyen insanların, Allah’a ulaşmak için hiçbir aracıya, hiçbir kula bağlanması şart değildir. Bir Müslümanın araya herhangi bir vasıta koymadan doğrudan doğruya Allah’ın kitabına ve Hz. Peygamber (s.a.s.)’in sünnetine müracaat etmesi yeterlidir. Çünkü dinimizin yegane kaynağı Kur’an ile Kur’an’ın açıklama ve uygulamasında bize ışık tutan Hz. Peygamber (s.a.s.)’in sünnetidir. Bu iki kaynaktan yararlanma konusunda uzmanlaşmış kişilerin bilgilerine de başvurulabilir.”


Haber: Multimedya
Fotoğraf: Ahmet Aslan
Video: M.Beşir Akıncı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder