İmam Ümit Aydın, İslam’a
yönelik bir fitne operasyonu yapıldığını öne sürdü.
İstanbul Karaköy Yeraltı Camii
imamı Ümit Aydın, İslam’daki tarikat kültürü hakkındaki görüşlerini
Sufistanbul’la paylaştı. Ümit Aydın, Nakşibendi tarikatı üyesi olduğunu
belirtti. Allah dostları arasında peygamber soyundan gelenlerin farklı bir yeri
olduğuna değinen Aydın, “Tasavvuf ile İslam arasında hiçbir fark yoktur. Bunun
olduğunu söyleyenler İslam içerisine fitne sokmaya çalışanlardır” dedi.
Kadiri ile Nakşibendi tarikatlarının “kardeş” olduğunun altını çizen Aydın, şu
ifadeleri kullandı:
Karaköy Yeraltı Camii imamı Ümit Aydın |
“Bizim tarikatta cana eziyet yok”
“Birisi sesli, diğeri
sessiz zikir yapıyor. Bu kesinlikle sorun değil. Bunu sorun gibi göstermeye
çalışıyorlar. Bu fitne operasyonu. İslam içerisindeki ve dıştan gelen fitne
odaklarının oyunlarıyla tarikatları birbirine düşürmek istiyorlar.”
Aydın, tarikatlar arasındaki farka yönelik şu hikayeyi anlattı:
Aydın, tarikatlar arasındaki farka yönelik şu hikayeyi anlattı:
“Birgün mürşidimize bir
mürid gelip şikayette bulunuyor. ‘Sultanım evimizin önünde kurbağalar var,
seslerinden uyuyamıyorum’ diyor. Sultanımız ‘Bir tanesini bana getir’ diyor. O
kurbağaya nazar ediyor. Sonra o kurbağayı yerine götürüyorlar. Bir daha
kurbağalardan ses çıkmıyor. Buna şaşıran mürid, mürşidimize bunun hikmetini soruyor. O da
kurbağa için ‘Daha önce Kadiri’ydi, şimdi biz nazar edince Nakşibendi oldu’
diyor.”
İmam Ümit Aydın,
Kadirilik ve Rufailik ’teki “burhan” olarak bilinen bedene şiş ve benzeri
kesici, delici aletlerle yapılan zikirleri tasvip etmediğini belirtti. “Bizim
tarikatta cana eziyet yok, aksine cana can katma var. Bir de adamlarda ustalık
olmuş. Şişleri rast gele sokmuyorlar. Belirli yerler var oraya sokuyorlar”
diyerek sözlerini sürdürdü.
Diyanetin tavrı net
Diyanetin tavrı net
Tarikat ve bir şeyhe
bağlanma konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı’na ilettiğimiz sorulara yanıt
olarak “Dinimizde bir Müslümanın dini görevlerini yerine getirmesi için
herhangi bir tarikata girmesi veya bir şeyhe bağlanması emredilmiş değildir”
denildi.
“Şeyhi olmayanın şeyhi
şeytandır” ifadesinin gerçekle ilgisi olmadığı belirtilen cevapta, “Allah’ın
(c.c.) kitabında ve Hz. Peygamberin (s.a.s.) sünnetinde bu tür bir emir ve
tavsiye bulunmamaktadır. Zaten tevhidin anlamı da budur. Aksi halde insan her
an şirkle karşı karşıya kalabilir” ifadelerine yer verildi.
Diyanet’e yönelttiğimiz
“Bir mürşide bağlanmanın İslam’da yeri var mıdır” şeklindeki sorumuza şöyle
yanıt verildi:
“Ünlü İslam
bilginlerinden Necmüddin Kübra’nın ifadesiyle Allah’a giden yolların sayısı,
kulların nefeslerinin adedi kadardır. Yani Allah’a ulaşmak isteyen insanların,
Allah’a ulaşmak için hiçbir aracıya, hiçbir kula bağlanması şart değildir. Bir
Müslümanın araya herhangi bir vasıta koymadan doğrudan doğruya Allah’ın
kitabına ve Hz. Peygamber (s.a.s.)’in sünnetine müracaat etmesi yeterlidir.
Çünkü dinimizin yegane kaynağı Kur’an ile Kur’an’ın açıklama ve uygulamasında
bize ışık tutan Hz. Peygamber (s.a.s.)’in sünnetidir. Bu iki kaynaktan
yararlanma konusunda uzmanlaşmış kişilerin bilgilerine de başvurulabilir.”
Haber: Multimedya
Fotoğraf: Ahmet Aslan
Video: M.Beşir Akıncı
Haber: Multimedya
Fotoğraf: Ahmet Aslan
Video: M.Beşir Akıncı